Birçok insan, limitlerini zorlayabilecekleri ve sürekli ilerleme kaydedebilecekleri hedefler belirlemeye özen gösterir. Kimi zaman bu hedeflere ulaşmak zihnen ve ruhen yorucu olabiliyor. Özellikle kendinizi yetersiz bulduğunuz ve şahsınıza acımasız eleştiriler yönelttiğiniz pek çok zaman olabilir.
Tüm bu yaşadığınız içsel savaşın mükemmeliyetçilikten kaynaklanıyor olabileceğini hiç düşündünüz mü? Mükemmeliyetçiliğin iki ucu keskin bir kılıç olması, bu duyguyu her zaman olumlu bir hale getirmeyebiliyor. Avustralya’da bulunan ve yetişkin bireylere ruhsal tedavi uygulayan Klinik Müdahale Merkezi (CCI), mükemmeliyetçiliği 3 başlık altında incelemektedir.
1- Yüksek Standartlara Ulaşmak İçin Acımasızca Çabalama ve Uğraş Verme
Bir kişinin mükemmeliyetçiliğinden kaynaklanan yüksek standartlı hedeflere sahip olması, başkalarına her zaman mantıklı veya gerçekçi gelmeyebiliyor. Bu yüksek standartları örneklendirecek olursak, her zaman bir projede en iyi sıralamaya sahip olmak ya da sınavlardan hep en yüksek notları almayı beklemektir diyebiliriz.
Bu gerçekçilik üstü olan standartlar, kişinin acımasız bir çabaya itilmesine sebep olabiliyor. Bu durumda kişi, koyduğu hedeflere ulaşabilmek adına günlerce uykusuz veya yemek yemeden hedefleri üzerinde çalışmalar gerçekleştiriyor.
2- Öz-Değeri Yüksek Standartlara Ulaşmak Üzerine İnşa Etme
Kişi sadece belirlediği yüksek standartlara ulaştığı zaman kendini değerli görüyorsa, bu durumun kesinlikle büyük zararları olabileceği aşikârdır.
3- Kişinin Kendine Aşırı Yüklendiği Yüksek Standartlar Belirlemesi
Kişi, sağlığını olumsuz yönde etkilese dahi kendini saatlerce hedeflerine ulaşmak için çalışmaya zorluyorsa, mükemmeliyetçiliğin bu anlamda büyük bir zararı olduğunu söyleyebiliriz.
Mükemmeliyetçilik, kişileri başarıya götürebilecek bir etken duygu olarak görülse bile, esasında kişinin kendisine zarar verebilecek ve onu mutsuzluğa itebilecek bir duygu haline gelmesi de kaçınılmazdır.
Kendi kişisel değerini sadece performansına ve başarılarına bağlayan kişiler, kendilerini sürekli büyük bir baskı altında hissedeceklerdir. Bu durumda kişinin kendi öz-değerinin devamlı tehdit altında olması söz konusu olacaktır.
Eğer kişi; “Bu işi başaramazsam yetersizim ve olduğum yeri hak etmiyorum,” gibi düşüncelere sahipse, bu düşünceler onu zihnen ve ruhen yıpratacaktır.
Mükemmeliyetçilik duygusu kişilerin hayatlarında hemen hemen her alanda etkilerini gösterebilir. Bunlar iş, aile, okul, insanlarla ilişkiler, beslenme, spor, kişisel bakım ve sağlık olarak sıralanabilir.